OLTU TAŞINA HAYAT VEREN ELLER

Oltu´daki Akdağ eteklerinde, 150 metre derinliğindeki madenleri kazıp rızklarının peşine düşen köylülerin, murç ve çekiç yardımıyla bin bir meşakkatle çıkardıkları Oltu taşı, kilosu 150- 200 liraya kadar alıcı buluyor. Sabahın erken saatlerinde köyden yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki Akdağ´a gelen köylüler, besmele çekerek açtıkları madene iniyor. Güçlükle oydukları madenden çıkardıkları “kara kehribarları” el arabasına yükleyen köylüler, maden içine kurdukları jeneratörlü sistemlerle el arabasındaki taşları ocak girişine çekiyor. Daha sonra madenden çıkartılan kömür görünümündeki Oltu taşları, usta ellerde tespih, anahtarlık, gerdanlık, broş, küpe, saç tokası, tarak, ağızlık, yüzük, bilezik, sigaralık ve çeşitli süs eşyaları olarak şekilleniyor. Erzurum´un Oltu ilçesinde bin bir zorlukla çıkartılan Oltu taşı ustaların ellerinde ince ince işlenerek Oltu tespihi halini alıyor. Madenlerden ham madde olarak çıkarılan taşlar önce küçük parçalara ayrılıyor. Daha sonra makine kullanılmadan tek tek elde işlenerek tespih tanesi şekli verilen taşlar, silinip cila işlemine alınıyor. Cilalanan tanelerin satışa hazır hale gelmesi içinde farklı desenler işlenmek üzere işleme ustalarının elinde parlatılarak son halini alan tespihler, Taşhan Rüstempaşa Bedesteninde alıcı buluyor. Bir tespih tanesinin ortaya çıkması için 9-10 farklı işlemden geçtiğini ifade eden Oltu Taşı Ustası Mehmet Çelebi, her tanenin zahmetli, incelik ve zaman istediğini söyledi.

“Ölmekte Olan Sanatımızı Yaşatmaya Çalışıyoruz”

Oltu taşının çıkarılmasının ve işlenmesinin çok zor olduğunu belirten Oltu Taşı Ustası Mehmet Çelebi, “Bu işi 12 yaşından beri yapıyorum. 22 yıllık ustayım. Ölmekte olan sanatımızı yaşatmaya çalışıyoruz. Oltu taşı tespihi, bayağı zorluklardan geçildikten sonra ortaya çıkıyor. Taşın çıkması ve işlenmesi çok zor. Erzurum´a has bir şey Oltu taşı. Ham taşı Oltu´dan alıyoruz. Ocaklardan güçlükle çıkan bir taştır. Bir tespih tanesinin ortaya çıkması için 9-10 işlemden geçiyor. Hepsi zahmetli, incelik ve zaman isteyen şeylerdir. En son işlemimiz cila işlemidir. Cila işleminden sonra dizim işlemi başlıyor. Cila işlemimiz bittikten sonra tespihleri dizmeye başlıyoruz. Farklı modellerde isteğe göre her modelde tespih yapıyoruz” diye konuştu.

“Dede Mesleğimiz Olan Tespihi Başımızın Üzerinde Tutmaya Gayret Gösterdik”

İşleme Ustası İsmail Altunkaynak, yaklaşık 15 yıldır tespih işi ile uğraştığını söyleyerek, “Dede mesleğimiz olan tespihi bu zamana kadar başımızın üzerinde tutmaya gayret gösterdik. Tespihi ham halinden alıyoruz daha sonra ustamız tane haline getirip ondan sonra bizlere bırakıyor. Biz işleme işi ile uğraşıyoruz. Delme işlemini Burhan usta yaptıktan sonra işlemesini bana bırakıyor. Delinen noktaların bende işlemesini yapıyorum” dedi.

“Allah Rızkımızı Siyah Taştan Vermiş”

“Oltu taşı madeni yumuşak bir maden olduğu için sürekli ustalık gerektiren ve çok özenli ince işçilikler isteyen bir meslektir” diyen Altunkaynak şöyle devam etti:

“Oltu taşı madeni yumuşak bir maden olduğu için sürekli ustalık gerektiren ve çok özenli ince işçilikler isteyen bir meslek koludur. O yüzden çıraklıktan yetişmediği zaman bir insanın yapması çok zor meslektir. Biz çıraklıktan yetiştik ama şuan neredeyse çırak falan bulamıyoruz. Çünkü Oltu taşında rağbet azaldı. Rağbet olmadığı için insanlarda çocuklarını yetişmesi için bu işlere göndermiyor. Oltu taşının en büyük sıkıntısı Rus taşı ve sıtma dediğimiz olay. Rus taşları piyasa da Oltu taşı diye satıldığı için veya Rus taşını hediye alanlar bu Oltu taşı dediği için bizler mustarip olduk. Allah rızkımızı siyah taştan vermiş. Oltu taşının sıkıntıları yok değil. Ama tespihi yaptıktan sonra baktığımız zaman emin olun bizlerden bütün sıkıntıları alıp götürüyor”

“Dünyanın Hiçbir Yerinde Bulunmuyor”

Oltu taşının doğal bir taş olduğunu ifade eden Kuyumcu Sebahattin Beyit, “Dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan sadece Erzurum´un Oltu ve Narman ilçelerinde bulunan zor şartlarda çıkartılan ardıç ağacının fosilleşmiş ve taşlaşmış halidir. Ama Rus taşı denen nesne tamamen sentetik bir üründür. Arada fiyat farkı çok olduğu için hediye alan insanlar genellikle ucuz olduğu için Rus taşını tercih ediyorlar. Oltu taşına olan rağbet aslında azalmış değil sadece ekonomik sebeplerden dolayı Rus taşı tercih ediliyor. Yoksa Oltu taşı halen rövanşta, gözde ve alıcı bulmaktadır” şeklinde konuştu.

“Oltu Taşının Berrak Ve Siyah Rengi Vardır”

Oltu taşı ile Rus taşı arasında ki farklardan da bahseden Beyit, “Oltu taşının berrak siyah bir rengi vardır. Rus taşı daha mattır ve güneş ışığında bakıldığında içerisinde çil çil lekeler olur. Yani tamamen farklıdır. Yan yana koyulduğunda aradaki fark daha belirgin bir şekilde göze çarpar. Ama birbirinden uzak olduğunda çokta fark edilememektedir” ifadelerini kullandı.

“Ülkemizde Tüketicinin Tercihi Değişti”

Ülkemizde tüketicinin de tercihi değişti diyen Sebahattin Beyit, “Eski işlerimiz olmamasına rağmen yine de şükür ediyoruz. Çünkü artık ülkemizde tüketicinin tercihi değişti. Daha çok ev, araba ya da yazlık gibi istekleri oluyor. Bu tür zevk ve ihtiyaç olamayan şeyler olduğu için daha düşünerek harcama yapıyorlar” dedi.

“Emekleyerek ya da Sürünerek Gidebildikleri Madenlerin İçerisinde Taşı Çıkarıyorlar”

Herkesin kendine ait açtığı bir galeride emekleyerek ya da sürünerek gidebildikleri madenlerin içerisinde taş çıkardıklarını ifade eden Kuyumcu Sebahattin Beyit, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabi Oltu taşı kömür gibi çok fazla çıkan bir maden değil. Belki günlerce çalışıp ancak 2-3 kilogram taş çıkarabiliyorlar. Çıkardığı taşı satıyor diğer usta alıyor, ne yapacaksa ona göre eliyle işliyor. Makinayla da işlenmiyor Oltu taşımız. Makine kabul etmiyor. Elde onun kırılma sertliği vardır. Usta onu hissederek çalışıyor. Oldukça zahmetli bir ürün olduğu için doğal olarak Oltu taşının fiyatı pahalı. En ucuz 100 liradan başlıyor. Ben müşterilerimizin Oltu taşını tavsiye etmelerini isterim. Sonuç olarak bizim ürünümüz ve para burada kalıyor. Rusya ya da Gürcistan´a gitmiyor” diye belirtti. (İHA)