“DOĞRU TERCİH ŞART”

Üniversite yolunda önemli bir süreç başladı. Muş Özel Bilim Öğretim Kursu Kurucu Müdürü Emin Oktay, tercih dönemi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Oktay, Bir öğrenci tercih verdiği zaman ilk önce, ‘Ben ne istiyorum?´ sorusunu kendilerine sormaları gerektiğini ifade etti. Yükseköğretime Geçiş Sınavına (YKS)  giren ve barajı geçen öğrencileri şimdi de tercih dönemi bekliyor. Eğitimciler, 7 ila 14 Ağustos tarihleri arasında hayal ettikleri üniversiteye tercih verecek öğrencilere önemli tavsiye ve uyarılarda bulundular. Üniversite tercihlerinde uzmanlardan yardım alınması gerektiğini belirten Muş Özel Bilim Öğretim Kursu Kurucu Müdürü Emin Oktay, öğrencilerin sevdikleri bölüm ile birlikte tercih edecekleri bölümün atanma durumlarına da dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. Oktay, “Tercih öyle bir şey ki bütün hayatımızı etkiler. Bir öğrenciye, ‘Şu bölümü tercih et.´ demeye kimsenin hakkı yok. Yıllardır çalışan bir öğrencinin kendi sevdiği bölüme gitmeye hakkı vardır. Bölümü okuyacak olan öğrencidir. Bugün kendi kardeşime bile şu bölüme git diyemiyorum. Çünkü onu okuyacak olan, okuduktan sonra o bölümde iş arayacak ve o hayatı yaşayacak olan kendisidir. Bu sebepledir ki; bir öğrenci tercih verdiği zaman ilk önce, ‘Ben ne istiyorum?´ sorusunu kendisine sormalıdır. Ailenin de ne istediği önemlidir ancak ‘Sevgi karın doyurmuyor.´ lafını da unutmamak lazım. Evet, sevdiğimiz bölüme gidelim yalnız sevdiğimiz bölümünde atanabilirlik önemlidir. Sevdiğimiz bölüm ‘KPSS´den kaçla atanıyor´ buna bakmalıyız” şeklinde konuştu.

Ben hangi bölümü istiyorum?

Öğrencilerin tercih ettikleri bölümlerde iş imkanlarına bakmaları gerektiğini ifade eden  Oktay, şunları söyledi: “80´li veya 90´lı yıllarda üniversiteye gitmek bir karizmaydı. Tahsilli gözüyle bakılıyordu fakat şimdi herkes üniversite mezunu. Milyonlarca üniversite mezunu boştadır. Bizim şu anda dikkat etmemiz gereken şey üniversiteden sonra iş bulabilme konusudur. Dediğim gibi ilk önce ‘Ben hangi bölümü istiyorum?´ kısmıdır. İkincisi ve en önemlisi ise boşta kalıp kalmama konusudur. Mehmet Akif´in de dediği gibi, ‘Ekmek parası kazanmayan dostunun yüz karası, düşmanının maskarasıdır.´ Bugün için bitirdiğimiz bölümden iş bulabilecek miyiz? Bu önemlidir. Çünkü bir milyondan fazla üniversite mezunu şu anda boştadır. Bundan dolayı atanabilirlik durumuna öğrencinin dikkat etmesi gerekir.”

 “Ailenin Öğrenciyi Bir Bölüme Zorlaması Da Yanlıştır”

Ailenin öğrenciyi bir bölüme zorlaması gerektiğini söyleyen Oktay:“Öğrenci muhakkak uzmanlardan yardım almalıdır. Öğrenci arı gibi olmalı her çiçekten bal almalıdır. Kesinlikle ben sadece şu hocanın dediğini dikkate alırım gibi bir düşünce yanlıştır. Öğrenciler bana sorduğunda, ‘Benim fikrim budur ama git ailenle arkadaşlarınla konuş.´ diyorum. Hiç kimse kendi başına binlerce bölümü kafasında tutamaz. Uzmanlar bile yapamıyor. Bundan dolayı öğreneceği uzmanlardan destek almalı. Fakat öğrenci ile ailesi arasında da bir iletişim olmalıdır. Ailenin öğrenciyi bir bölüme zorlaması da yanlıştır. Çünkü öğrenci yarın öbür gün o bölümü okuduğunda sonrasında sıkılıp bıraktığında daha kötü olur. Yılları boşa gitmiş olur. Öğrenci bir bölümü tercih etmek istediğinde ailesi bunu istemiyorsa bunu uzmanlardan öğrendiği kadarıyla ve bölümünün iş bulabilme imkânlarını da öğrenip bunu ailesine uygun bir dille anlatmalı. Böyle olduğu zaman ailesi de ikna olur. Arkasında ailesi olduğu zaman çocuk daha rahat olur.  Fakat unutmamalıyız ki Türkiye´de ne olacağını da bilemiyoruz. Bugün bir memur sadece karın tokluğuna çalışıyor. Ticaretle uğraşan bir insan 10 kat daha çok kazanıyor. Biz hep diyoruz ki; devlete atanalım kafamız rahat olsun, alışverişle uğraşmayalım, maaşımızı alalım karın tokluğuna da olsa öyle yaşayalım. Bu yanlış bir kanıdır. Bugün diyoruz ki; öğrenci sevdiği işte mutlu olur. Binlerce inşaat mühendisliği mezunu boştadır. Ama bazı inşaat mühendisleri de vardır ki, bir müteahhitten daha fazla kazanıyor. Peki, bu nasıl oluyor? Öğrenci atandıktan sonra o parayı devletten mi alıyor? Hayır. Okuduğu üniversitenin karizmasından dolayı mı alıyor? Hayır. Üniversitenin fazla alakası yok. Üniversiteyi bitirdikten sonra kişinin kendisini geliştirmesi ile alakalıdır. Üniversiteyi bitirdikten sonra oturup çalıştığı kurumlardan saygınlık kazanıyor, gittiği bölümü severek okuyup işini severek yaptığı için çok tutuluyor. Bunun sonucu olarak da hak ettiği yere ulaşıyor. Meslek sevgisi budur. Bugün inşaat mühendisliğinin ataması zordur. Devlete atanması yaklaşık 90 iledir. Bu hepimizin malumudur. Yalnız bugün inşaat mühendisliğine gidip kendini o bölümde yetiştiren, üniversitedeyken gidip inşaatlarda stajyerlik edip programları öğrenen kendisini çok iyi geliştiren birisi üniversiteden sonra da çok iyi çalışıp programları öğrenen bir İnşaat mühendisi bir doktordan daha çok kazanıyor. Tabii bunlar uç noktadan örnekler. Herkesin genelde düşündüğü atanabilir bir bölümdür. Eğer devlet kapısına atanmak istiyorsanız, ailenizle beraber sadece devlet kapısı düşünüyorsanız o zaman yapacağınız şey KPSS sonuçlarına bakıp hangi bölümün kaçla atandığını öğrenip ona göre tercih vermenizdir” ifadelerine yer verdi. B. Toplu