Muş Devlet Hastanesi´nde, daha önce hiç yapılmamış olan ‘şahdamarı tümörü (karotis bady tümörü)´ ameliyatı gerçekleştirildi. Bitlis´in Adilcevaz İlçesi´nde yaşayan Söylemez Kızman isimli hasta, boyun kısmından beynine giden damarlarda görülen tümör (karatis body), Muş Devlet Hastanesinde ilk kez gerçekleşen ameliyatla alındı. Yaklaşık 5 yıldır boyun damarlarına yerleşen tümör nedeniyle zor günler geçiren Adilcevazlı 31 yaşındaki Söylemez Kızmaz, gerçekleştirilen ameliyatla sağlığına kavuştu. Hasta Kızmaz, Muş´a atanan Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri ve Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Mustafa Abanoz ve 9 ay önce ilimizde göreve başlayan Filistin asıllı Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Muhammed Alşalaldeh tarafından ameliyat edildi. Muş´ta bir ilke imza atan Abanoz ve Alşalaldeh, ölüm riski yüksek olan bir ameliyatı başarılı bir şekilde sonuçlandırdılar. Başarılı geçen ameliyat sonrası sağlığına kavuşan Söylemez Kızmaz, doktorlara teşekkür etti. Kızmaz: “Hocama çok güvendiğimiz için Bitlis´ten kalkıp buraya geldik ve ameliyat oldum. Allah onlardan razı olsun, şu anda çok iyiyim. Boğazım beş seneden beridir ağrıyordu. Şanlıurfa´ya gidip doktoruma ameliyat olacaktım. Kendisi buraya gelince bizde geldik. Herkes çok sağ olsun. Hocalarımızdan, burada çalışanlardan Allah razı olsun” dedi. Eşinin ameliyat olması için Bitlis Adilcevaz´dan Şanlıurfa´ya gideceklerini ancak, Doktor Abanoz´un Şanlıurfa´dan ilimize atandığı için kendilerinin de Muş´a geldiğini belirten Söylemez Kızmaz´ın eşi Hakan Kızmas ise: “Eşimin ameliyat olması için Bitlis Adilcevaz´dan Şanlıurfa´ya gidecektik. Hocamız buraya atandığı için bizde Muş´a geldik. Bu ameliyat ilk kez Muş´ta yapıldı. Çok şükür hastamızın durumu iyi, hocalarımıza da çok teşekkür ediyoruz. Çok başarılı bir ameliyat gerçekleşti. Muş Devlet Hastanesi´nden çok memnun kaldık. Hocalarımız, çalışanlar, buradaki hizmet gerçekten çok iyi” şeklinde konuştu.
“ABANOZ: HASTAMIZDA ÇOK ŞÜKÜR HİÇBİR PROBLEM OLMADI”
Şanlıurfa´dan Muş´a Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri olarak atanan Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Mustafa Abanoz konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Erzurum Numune Hastanesi´nde çalıştığını hatırlatan Abanoz, hasta sahipleri daha önce aynı hastalıktan dolayı ameliyatlarını yaptığını belirtti. Bu ameliyatın en önemli tarafının Muş´ta ilk defa yapılmış olması olduğuna vurgu yapan Abanoz: “Ben daha önce Erzurum Numune Hastanesi´nde çalıştığım için, hasta sahiplerinin daha önce aynı hastalıktan dolayı ameliyatlarını yapmıştım. Hastamızda da aynı problem çıkınca, aynı hastalık tespit edilince benimle irtibat kurdular. Hastanın Urfa Araştırma Hastanesi´ne gelip tarafımdan ameliyat edilmesini istediler. O dönemde Muş Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği´ne atandım. Atandıktan sonra da hasta sahiplerini Muş Devlet Hastanesi´ne yönlendirdim. Burada hastamızın ameliyatını yaptık. Ameliyat, beyin damarlarına giden kitle vardı onu aldık. Bu kitle yüzde 2 ihtimalle kansere dönüşebiliyor. Ne kadar erken müdahale edilirse ameliyatta o kadar iyi oluyor. Bu ameliyatta risk yüksektir, ölüm oranı da yüksektir. Fakat bizim hastamızda çok şükür hiçbir problem olmadı. Şu an da ameliyat sonrası birinci günü. İnşallah ikinci gününde de hastamızı sağ salim taburcu edip evine göndereceğiz. Bu ameliyatın en önemli tarafı Muş´ta ilk defa yapılmış olmasıdır” sözlerini kullandı. Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Muhammed Alşalaldeh ise: “Bu hastamız bize iki gün önce geldi. ‘Karotis´ dediğimiz boyundaki şah damarın ayrılma noktasında bir kitle vardı. Bu kitle beş yıldır hastamıza rahatsızlık veriyormuş. Hastamızın hem ağrı hem de kilo verme gibi şikâyetleri de vardı. Hastayı tetkiklerden sonra ameliyata aldık. Ameliyatta genel anestezi altında yapıldı. Riskli bir ameliyat olmasına karşın Allah´a şükür sıkıntısız geçti. Ölüm riski yüksek olan bir ameliyattı. Felç, kanama gibi şikâyetler olabilirdi ancak hiçbiri olmadan atlattık. Hastamızın genel durumu iyi şu anda. Bugün veya yarın taburcu olabilir” dedi.
“TÜMÖR AMELİYATI MUŞ´TA HİÇ BİLİNMEYEN VE İLK DEFA YAPILAN BİR AMELİYAT”
Hastane Yöneticisi Op. Dr. Ömer Cengiz´de gerçekleştirilen başarılı ameliyat hakkında ve hastane bünyesindeki sağlık planlamaları hakkında açıklamalarda bulundu. 1 Ocak itibariyle yeni yönetim olarak göreve başladıklarını hatırlatan Dr. Cengiz, amaçlarının Muş Devlet Hastanesi´ni sevk eden bir kurum değil de sevk alan bir kurum haline dönüştürmek olduğunu vurguladı. Dr. Cengiz: “Biz 1 Ocak itibariyle yeni yönetim olarak göreve başladık. Amacımız Muş Devlet Hastanesi´ni sevk eden bir kurum değil de sevk alan bir kurum haline dönüştürmekti. O yüzden geçtiğimiz süre zarfında ilk ameliyatlar günden güne artmaya başladı. Glomus tümörü yani halk arasında şah damarında kaynaklanan bir tümör ameliyatı Muş´ta hiç bilinmeyen ve ilk defa yapılan bir ameliyat. Mustafa Hocamızın buraya gelmesiyle beraber bu ameliyatımız dün gerçekleştirdik. Çok başarılı bir ameliyatın ardından hastamızın durumu çok iyi şu an. Yarın taburculuğu planlanmaktadır. Bu tür ameliyatların burada daha yaygın olacağı kanaatindeyiz ve bu tür işlemlerin burada daha çok yapılması için her türlü desteği biz kurumumuzdan aldık. Biz bu konuda tüm eksikliklerimizi giderip en kısa sürede açık kalp ameliyatlarının burada yapıldığı bir merkez haline gelmek istiyoruz. Özellikle yine bu konuda da Yüksek İhtisas Hastanesi ile görüşmelerimiz devam etmektedir. Hasta arayışı içerisindeyiz. En kısa sürede dediğim gibi Muş Devlet Hastanesi´ni de açık kalp ameliyatlarının olduğu bir merkez haline dönüştürmek istiyoruz. Geçtiğimiz yıl anıktan dolayı 730 hasta buradan sevk edilmişti. Biz yanık ünitesi olarak beş yataklı bir servis açmayı düşünüyoruz. Amacımız Muş´ta, bölgede tek olmak. Buradan insanların Elazığ´a, Malatya´ya, Erzurum´a, Van´a gitmesini engellemek. O konuyla ilgili alt yapı çalışmaları devam ediyor. Sadece bir yıkama kabini eksiğimiz kaldı. O da İnşallah önümüzdeki hafta bitecek ve yanık ünitemizi on beş gün içinde açmayı planlıyoruz. Yine cerrahi yoğun bakım olarak bir eksiğimiz vardı. 9 yataklı cerrahi yoğun bakım ünitesini de önümüzdeki günlerde açmayı planlıyoruz. Amacımız sevk alan bir kurum olup vatandaşlarımızın bu konudaki mağduriyetlerini önlemek. Göz kliniğiyle ilgili ise göz içi enjeksiyonlar 3. derece hastanelerde ödeniyor. Biz geçen hafta kurum başkanımız buraya geldiği zaman konuyu ona izah ettik. Bizim aslında bu konuyla ilgili alt yapımız ve doktorlarımız mevcut. Göz içi enjeksiyon için bize izin verilmesini istedik. O da bize sağ olsun bu konuda tevazu gösterdi ve dilekçeyle başvurmamızı söyledi. Yine o konuyla ilgili de dilekçelerimizi verdik. Kısa bir zaman sonra göz içi enjeksiyon hastalarımız da başka hastanelere sevk olmaktan kurtulacaklar” diye konuştu.