LGS MUŞ BİRİNCİSİNİN HAYALİ GERÇEK OLDU

Hayalini kurduğu Liseye yerleşen Uzun açıklamalarında “Yılın başından beri hep hayalini kurduğum liselerden bir tanesine gitmiş oldum bunun için çok mutluyum. Dediğim gibi hayalini kurduğum liseyi yılın başında çalışmaya başlarken kendimi ona göre motive edip çalıştım. Hep kendi kendime dediğim şey Kabataş Lisesi´ne veyahut Galatasaray Lisesi´ne gideceğim demiştim.  Şimdi de Allah´a şükürler olsun istediğim liselerden olan Kabataş Lisesi´ne yerleştim. Hem çok heyecanlıyım hem de çok mutluyum, biraz da buruk bir heyecan diyebiliriz. Malumunuz ülkemizi etkisi altına alan korona virüs salgını devam ediyor. Salgınla mücadele devam ederken bu süreçte eğitim ve öğretim aksaklığa uğradı o yüzden henüz okuluma gidemedim. Tabii her şeyin başı sağlık. Umarım ülkemizin içerisinde bulunduğu bu zorlu süreçten bir an önce kurtulur. Okuluma gideceğim zaman bu heyecan ve mutluluğumun artacağını da biliyorum.   İnşallah daha sağlıklı bir zaman diliminde ve ortamında okulumla buluşurum” dedi. Dönem başında ders çalışmaya başlamadan önce hangi liselere gideceğimi kafama yerleştirmiştim diyen Uzun açıklamalarında “Hangi liseye kaç puanla gidilir? Kaç net yapılırsa yerleşebilirim? Bu gibi araştırmalar sonucunda aklımda bir aritmetik hesap yaptım geçen yılki puanlara baktığımızda puanlar da bir değişiklik söz konusu. Örnek verecek olursak Galatasaray Lisesi geçen yıl ful çeken öğrenci alıyor. Bu yıl farklı bir puanlama ile alıyor. Özellikle kafamda belirlediğim liseleri özelliklerine baktığımızda bu liselere ne için gidilir? Eğitimi nasıl? Eğitimini gördükten sonra ne gibi yerlere yerleşebilirim? Hayatımın ne derece değiştirebilir? Gibi hususlara baktım. Benim için en önemli olan nokta ise dil eğitimi var mı yok mu? bu benim için en önemli noktalardan bir tanesi idi diyebilirim. Yılsonunu da sonuçlar açıklandıktan sonra tercih verirken Kabataş Lisesi´ni tercih etmemdeki en önemli husus ise dil eğitiminin olması oldu. Bu yıl sınava girecek olan arkadaşlarıma da birkaç tavsiyede bulunmak isterim. Her yıl puanlar değişmektedir. Yani şöyle diyeyim Bu puanlar 10 puan ve 20 puan arasında bir değişim göstermektedir. Bu yüzden 1 puana odaklanmak yerine kafalarında bir net sayısı olsun. Öncelikle kafalarına belirledikleri net sayısı ise ulaşabilecekleri bir net sayısı olsun ve bu nete ulaşmak için de belli bir program çerçevesinde düzenli ve disiplinli çalışma sistemi ile çalışmaları gerekiyor. Ben günde kaç saat çalışabilirim? Kaç ne yapabilirim? Ne kadar çalışabilirim? Gibi soruları kendilerine sorup sordukları sorulara vermiş oldukları eforla cevap bulmaları gerekiyor. Umuyorum ki bu söylediğim hususlara dikkat eden arkadaşlarım da istedikleri ve hayalini kurdukları liselere yerleşecektir Allah´ın izniyle” ifadelerini kullandı.

Çözemediği soruları WhatsApp´tan öğretmenlerine sormuş

Uzun, “ Malumunuz yaşadığımız bu zorlu süreçte eğitim öğretime evlerimizde devam etmek zorunda kaldık. Bu süreçte Vali Adil Yazar Ortaokulu öğretmenleri ve idari birim olsun hepsi çok destekçim oldular. Uzaktan eğitim öğretim de çözemediğim sorular ve konular olunca kendileriyle WhatsApp yoluyla iletişime geçince sorularımı anlayabileceğim şekilde çözümleyip, daha sonra bu soruları iyice kafamda oturması ve çözümlerini iyi anlamam için tekrardan iletişim kuruyorlardı. Yani gönderdim her soru anında cevaplanıyordu.  Öğretmenlerimiz bu konuda çok iyi ve fazlasıyla emek verdiler. Bu yüzden kendilerine çok teşekkür ediyorum, iyi ki varlar hepsini çok seviyorum. Sınavdan sonraki puan sonuçları açıklanınca okuldaki bütün öğretmenlerim hemen hepsi ayrı ayrı arayıp tebrik ettiler. Bu yüzden de kendilerine tekrardan teşekkür ediyorum. Çünkü bu aldığım puanın mutluluğunu yaşıyorsam bunu öğretmenlerime borçluyum.  Aileme de gelecek olursak ailem çalışmaya başladığımda, sen bu kadar net yapacaksın, sen Muş´ta birinci olacaksın gibi üzerimde herhangi bir baskı kurmadılar. Sadece çalışmana bak, elinden gelenin en iyisini yap, biz zaten her türlü senin yanındayız şeklinde beni hep motive ettiler. Bu motive sonucunda kendimi daha iyi hissedip, iyi bir puan aldım.  Aileme ve akrabalarıma bu mutluluğu yaşattığım için ayrıca bir mutluluk yaşıyorum. Matematikte bir yanlış yaparak Muş´ta LYS birincisi oldum. Allah izin verirse Kabataş Lisesinden mezun olduktan sonra üniversitede Tıp okumak istiyorum. Özellikle beyin cerrahı olmak istiyorum. Kendi emeklerimle de çok şükür bir yerlere geldim” dedi.

“Spora da ayrı bir ilgim vardı”

Küçüklüğümden beri spora da ayrı bir ilgim vardı zaten. Özellikle her erkek çocuğu en çok tercih ettiği futbolcu olma hayali ile başladı. O yüzden küçüklüğünden beri hep futbol oynarım 4. ve 5. sınıfa gelince yaşıtlarıma oranla bir tık güçlü olduğumu hissettim. Bu benim kendime olan özgüvenimden kaynaklanıyor olabilir. Tabii bu gücümü hissettikten sonra, spora olan ilgim fazlalaştı diyebiliriz. Ortaokulda beden eğitimi öğretmenimiz Mehmet hoca vardı kulakları çınlasın. Değerli hocamız, no zamanlarda spora olan ilgimi bildiği için güreş müsabakalarının düzenleneceğini söylemişti. Ben de müsabakayı duyunca öncesinden de katıldığım güreş kursları vardı yani oradan da az çok bir eğitimin vardı. O yüzden ona istinaden bu güreş müsabakalarına katılmak istediğimi belirttim.  Sağ olsun Mehmet hocamız beni güreş müsabakalarına seçti bende katıldım. Güreş turnuvasında Muş ilinde birinci olmuştum. Daha sonra tabii bunun devamı geldi ve Doğu Anadolu´da bölge üçüncüsü Türkiye´de ise altıncı oldum. Farklı illerin müsabakalarına da katıldım. Batman, Malatya gibi farklı illere gittim oralarda da güreş müsabakalarında katıldım. Spora olan ilgimden dolayı farklı farklı branşlarda turnuvalara katılmaya özen gösteriyorum. Tabii ilk başta belirttiğim gibi özellikle futbol alanında profesyonelleşmek istiyorum” şeklinde konuştu.

Anne-babaların görevi, çocuklarına okumayı sevdirmeleridir

Anne Emine Uzun, “Bir öğretmen ve bir anne baba olarak, ben de şunu söylemek isterim: öğrencilere mesajım olacak ve anne, babalara mesajım var öncelikli olarak. Anne ve babalara tavsiyem şu olacak; Her şeyden önce çocuklarına çalışma ahlakı versinler çocuklarına bir çalışma ahlakı kazandırsınlar. Bu çok önemli çünkü çocuklar o çalışma ahlakını elde ettikten sonra başarı arkasından kendiliğinden geliyor. En önemli olan ikinci şeyde anne-babaların görevi, çocuklarına okumayı sevdirmeleridir. Okumayı sevdirdikleri zaman işin %50´sini halletmiş oluyorlar. Çünkü çocuk bir insandan, bir okuldan, bir öğretmenden öğrenebilecekleri sınırlıdır. Çocuk sürekli öğrenir, sürekli kendini geliştirir. Bu da onu her zaman ileriye itecektir. Bu sınavda olsun, ileriki hayatında olsun, okuması onun ufkunu geliştirecektir. Tekrar ediyorum, iki şey; birincisi çalışma düzeni ahlakı çocuklara vermeleri, hatta ben şimdi buna karşıyım işte bir yıl çocukların çok özür dileyerek ifade ediyorum, deli gibi sınava çalışmalarına ve bütün sosyal hayatı bir kenara bırakıp, sadece sınava çalışmalarına karşıyım. İlkokuldan itibaren Hatta bence çocuk 1 veya 2 yaşından itibaren sürekli bir şey öğretilebilir. Annelerin, ben çocuğuma hayatı öğreteceğim, çocuğuma güzel şeyleri öğreteceğim gibi gayeleri olsun. Küçük yaştan itibaren masallar hikâyeler v.s Çocuklarına okuttukları zaman çocuk okula kitap sevgisi ile başlıyor. Okula başladıktan sonra da kesinlikle bütün dersleri öğrenmeleri önemli ama hepsinden daha önemlisi okuldayken de kitap okumayı sevmesidir. Musa´nın hayatında hep şu vardı işte ilkokul 1. Sınıftan itibaren olsa günde iki saat üç saat mutlaka çalışırdı ve hayatında şimdide devam ediyor. Bu olduğu zaman zaten bazı şeyler böyle basamak gibi sırayla ilerliyor ve o başarı zaten kendiliğinden gelmiş oluyor. O yüzden çocukların İlkokuldan itibaren mutlaka günlük bir iki saat çalışma düzeni olsun. Tüm yaptıkları başarının kendiliğinden geldiğini görecekler. 3. olarak da kesinlikle sınava girecek olan gençlerin anne ve babaları baskı yapmamaları gerektiğine inanıyorum. Şurayı kazan, burayı kazan, böyle yap, bu değil yani. Birincisi onlara şefkat ve merhametle yaklaşmaları gerektiğine inanıyorum. Her şeyden önce çocuklarına çalış dediklerinden daha çok onun sevdiklerini söylesinler. Oğlum ben seni çok seviyorum, kızım ben seni çok seviyorum, ben sana güveniyorum, bunu ona hissettirmek lazım. Onlara güvendiğinizi hiçbir zaman hissettirin ve ona hani işte şunu yaparsan şu kadar bu değil! Hedefimiz onun sen düzenli çalış ondan sonra ne olursa hiç önemli değil! Sen en sonunda da olsan bizim başımızın tacısın, birincide olsan başımızın tacısın. Biz seni sınavdan dolayı başarıdan dolayı sevmiyoruz biz seni bizim evladımız olduğun için iyi bir insan olduğun için çok seviyoruz.  Bu hiçbir zaman değişmeyecek. Hani kapasitesi vardı. Oda hani çok şükür onu değerlendirdi. Benim âcizane tavsiyem bir öğretmen ve veli olarak da tavsiyem, öğrencilerin de aynı şekilde hani öncelikli olarak hani sınav öncesinde dikkat etsinler ve sınav sonrasında da dikkat etsinler. 2. Olarak da kendileri ile yarışsınlar başkalarıyla değil.  Çünkü başkaları ile yarıştıkları zaman biraz daha bu işte hırsa ondan sonra kıskançlık duygularla sebep oluyor. Kendileriyle yarışınca da işte matematikten 10 yanlışı varsa bir sonra kesin hedefi ben bu 10 yanlışımı 5 yanlışa indireceğim.  Bunu hedeflemesini aşama aşama yapsınlar. Hiçbir şey birden olmaz daha şu anda senenin başındayız kesinlikle sınavları kötü geçtiği zaman denemeleri kötü geçtiği zaman veya istedikleri sonuçlara almadıkları zaman morallerini bozup üzülmesinler çalışmaya devam etsinler. Çalışmaya devam ederlerse en kötü ihtimalle çalışmanın verdiği mutluluğu yaşarlar ve hem dünyada hem de ahrette de çalışmanı zaten karşılığı var” ifadelerine yer verdi.