OKUYUCULARIYLA BULUŞTU

 

Yeni romanı “Aşkın Meali, Hz. Ali ve Fatma” romanının galasını ilimizde yapan Edebiyatçı- Yazar Sinan Yağmur, bugüne kadar çıkardığı tüm kitaplarının galasını Anadolu´nun değişik illerinde gerçekleştirdiğini ifade etti. ‘Halkın ve hak sevdası olduğu yerde olmak insana bir şeyler getirir´ ifadelerini kullanan Yazar Yağmur, Muş´ta ilk imzayı atacağını söyledi. Muş´ta okuyucu ile buluşan Yazar Yağmur, çıkardığı yeni kitabının galasını ilimizde yaptığı için çok mutlu olduğunu söyledi. Muş´a dördüncü kez geldiğini belirten Yağmur, daha önce verdiği sözü yerine getirdiğini ve Muş halkının da sözünde durduğunu ifade etti. Muş´un türkülere, masallara, hikâyelere ve her yere mal olduğunu belirten edebiyatçı Yağmur, çıkardığı yeni kitabının Türkiye´de ilk önce Muş´taki okurların ellerine alıp okumaya başlayacağını belirterek, Muş´ta ilk imzayı atacağını söyledi. Yağmur, “Özellikle halk ve hak sevdası olduğu yerde romanının galası yapılmalı. İlim adamı olur, siyasetçi olur, sanatçı olur insanlara ve insanlığa hitap eden ve hangi konumda olursa olsun unutmamamız gereken olay şudur; halkın ve hak sevdası olduğu yerde olmak size bir şeyler getirir, kazandırır. Bu anlamda ben çıkardığım bütün kitaplarım ve romanlarım ilk gala imzası ilk onure imzasını Anadolu´da yapan bir edebiyatçıyım. Malatya, Adıyaman, Trabzon ve birçok Anadolu şehrinde. Ben İstanbul Nişantaşı´nda da gala yapabilirdim, İstanbul´da bir defa bile gala yapmadım. Neden? Çünkü halk neredeyse siz orada olmak zorundasınız. Çünkü sizi bulunduğu yere getiren halktır ve cenabı haktır. Bu anlamda bugün ki geldiğim Muş´a 4´üncü gelişim. Nisan ayında geldiğimde Ay-Ka kitap kırtasiyeye imzaya çağırdılar, teveccüh gösteriler. İki gün boyunca hem imza yaptık hem de öğrencilerimize söyleyişi yaptık. O zaman kırtasiye sahibi Akın Uslu bana ‘yeni bir kitap yazıyorsunuz, ismini dahi bilmiyoruz. Sizden bir ricamız olsa hep kitaplarınızı Anadolu´da imzalıyorsunuz ve galasını yapıyorsunuz, Muş´a kimse gelmiyor, hor görüyorlar, uzak, korkuyorlar yani böyle yanlış bir düşüncenin içerisindeler. Yeni kitabınızın rica etsek galasını Muş´ta yapar mısınız? dedi´. Bende kabul ettim ve ‘onura olurum´ dedim” ifadelerini kullandı.

“Muş Türkülere, Masallara, Hikâyelere Mal Olmuş”

‘Muş yoksa İstanbul´u da fethetmenin bir manası yok´ diyen Yağmur, Muş´un türkülere, masallara, hikâyelere ve her yere mal olduğunu kaydetti. Yağmur şunları aktardı: “Yeni kitabımız ‘Aşkın Meali, Hz. Ali ve Fatma´ romanımız dün bütün Türkiye´ye sevkiyat başladı. Kitap evi olarak ilk Muş´a geldi. Türkiye´de ilk önce Muş´taki okurlar ellerine alıp okumaya başlayacaklardır. Ve Muş´ta ilk imzamızı yapacağız. Niye yapacağız? İnsanlar masa başında, bir havuzun kenarında veya çok güzel bir manzaranın karşısında, insanlık adına mana adına edebiyat, şiir ve bir sözle nutuk atabilirler ama önemli olan insanın öz olarak, ruh olarak yaşadığı o coğrafyaya girebilmektir. Bu coğrafyalardan birisi ise Muş´tur. Türkülere, masallara, hikayelere her yere mal olmuş bir şehrimizden bahsediyoruz. Alparslan´ın payitahtı, Türklerin Anadolu´ya girdiği, ayak bastığı yani bizim kadim kapımız burası, Muş. Yani Muş yoksa İstanbul´u da fethetmenin bir manası yok. Çünkü her şeyin başlangıcı buralardan başlıyor. ‘Işık doğudan gelir diyor üstat Cemil Meriç.´ Peki, doğuda, Muş´ta neden biz yok´uz? Biz olmamamıza rağmen gelmemize rağmen bu halk küsmüyorsa, gönlünü kırmıyorsa günlünün güzelliğindendir”

“Bu Romanı Türkiye´de Hiçbir Kimse Yazamadı”

“Bu kitabın ilk imzasının Muş´ta yapılmasının hem Muş´a karşı bir vefa hem de Muş´un getireceği bir bereket olarak da görüyorum” ifadelerini kullanan Yağmur, “Hz. Ali ve Fatma´nın” romanı Türkiye´de hiçbir kimsenin yazmadığı ve ilk kez yazılan bir roman olduğunu belirtti. Yağmur, kitabı Muharrem ayında çıkarmayı denk getirdiklerini söyledi. Yazar Yağmur, son olarak şunları aktardı:  “Bakın Muharrem ayındayız, şühedayı, Ker belayı andığımız Hz. İmam Hüseyin´i ve katledilen o 71 şehidimizi andığımız bir anda Ehli Beytin Abası Hz. Ali´nin ve Fatıma´nın romanı. Türkiye´de hiçbir kimsenin yazmadığı ilk kez yazılan bir roman. Hz. Ali ile ilgili romanlar var, Fatma ile ilgili romanlar var müstakil ama Hz. Ali ve Fatma birlikte yazılmadı. İki iman erinin bir olmuş Resullüllah´ın dizinde terbiye olmuş, vahi evinde yetişmiş bu iki güzide insan bir arada yazılmadı. Dolayısıyla Muş insanıyla, havasıyla, suyuyla, manasıyla, suyuyla, maneviyatıyla, Ehli Beyte, dinimize, kültürümüze sahip çıkan şekilcilik yada slogan olarak değil de gerçekten özüyle yaşayan bir şehrimiz olduğu için tercihimiz Muş oldu. Ben bu kitabın ilk imzasının Muş´ta yapılmasının hem Muş´a karşı bir vefa hem de Muş´un getireceği bir bereket olarak da görüyorum. Bu anlamda teveccüh edip bizi buarya davet eden tüm Muş halkına, idarecilerimize ve AY-KA kitap kırtasiyeye teşekkür ediyorum. Hz. Pirimiz der ki ‘marifet gelende değildir, çünkü gelen ayağı ile gelir. Maharet getirendedir, getirende yüreğiyle getirir´ bizi de getiren Muş yüreklere selamlar olsun.”