RAPOR KOMUOYU İLE PAYLAŞILDI

Muş Sivil Toplum Platformu (MSTP), tarafınca geçtiğimiz hafta sonu Atatürk Çocuk Parkı önünde basın açıklaması düzenlendi. 15 Ağustos itibariyle Varto İlçesi´nde yaşanan olaylara ilişkin rapor hazırlamak isteyen Muş Sivil Toplum Platformu, PKK´lı bir grup tarafından ilçede başlatılan olaylar ile sonrasında meydana gelen operasyon ve sokağa çıkma yasağı uygulamamalarının ardından ilçeye giderek, incelemelerde bulundular. İncelemelerde bulunan heyet, konuya ilişkin Varto Kaymakamı Mehmet Nuri Çetin, Varto Belediye Başkanı Sabite Ekinci ve vatandaşlarla görüştür. Ayrıca heyet olaylar sonucu zarar gören işyeri ve evlerin durumunu fotoğrafladı. Bunun Muş Sivil Toplum Platformu hazırladığı raporu kamuoyuna sunmak amaçlı Atatürk Çocuk Parkı önünde basın açıklaması düzenledi. Düzenlenen basın açıklamasına; TEMA Vakfı Muş Şube Başkanı İhsan Aytemiş, SES Muş Şube Başkanı İdris Gürkan, BES Muş İl Temsilcisi Zahit Aktaş ve bazı sivil toplum kuruluşu başkanları ve üyeleri katıldı. Grup adına basın açıklaması Muş Baro Başkanı Avukat Feridun Taş tarafından okundu. Taş, 15-17 Ağustos tarihleri arasında Varto´da meydana gelen olaylardan 4-5 gün önce öldürülen PKK´lı Kevser Eltürk´ün cansız bedeninin sosyal medyada çıplak halde teşhir edilmesinin büyük tepkilere neden olduğunu vurguladı. Olayların başlamasının ardından Vali Vedat Büyükersoy´u ziyaret ettiklerini dile getiren Taş: “Sokağa çıkma yasağının sabaha karşı kaldırılacağı, olayların başlamasına neden olan PKK´linin cesedine yapılan işkence olayı ile ilgili gerekli soruşturmanın başlatıldığı, Varto´da hayatın normale döndüğü ve kesinlikle sivil vatandaşların zarar görmemesi için azami hassasiyet gösterileceğini belirtmiştir” sözlerinde bilgi aldıklarını belirtti. Varto ziyaretleri ile ilgili açıklamasında Taş: “4 kişinin öldürüldüğünü, 1 kişinin gözaltında olduğunu, öldürülenlerin PKK´li gerilla olduğu yönünde bilgi topladık. Ancak daha sonra toplanan bilgilere göre iki kişinin kimliği tespit edilmiş olup, sivil oldukları anlaşılmıştır. Bu bilgiye göre Alagöz mahallesinden Rahmi Kızıltaş ve Abdullah Toprak isimli 2 sivil ve 2 PKK´linin öldürüldüğünü öğrendik. Ayrıca Alagöz ve Varto yolunda yakalanan ve gözaltına alınan Ersin Kızılboğa´nın gözaltında işkence ve kötü muamele gördüğü tespit edilmiştir. Muş Valisi ve Varto Kaymakamı, sokağa çıkma yasağına gerekçe olarak şehirdeki PKK´lilerin şehrin birçok yerine tüp bombası yerleştirmesini ve mayın döşemesini göstermiştir. Şehirdeki tüp bombasının patlatılması sonucu etraftaki dükkânlarda hasar oluştuğunu belirttiler” şeklinde konuştu.

 

“DÜNYA KADAR VATANDAŞ ÖLÜRDÜ”

 

Varto Kaymakamı Mehmet Nuri Çetin ile yapılan görüşmeyi de paylaşan Taş, Çetin´in kendilerine: “Çatışmalarda bomba tüpler isabet almış. Çok şükür vatandaşa bir şey olmamış. Yani vatandaş dışarıda olsa dünya kadar vatandaş ölürdü. Vali beyin de o önlemi (sokağa çıkma yasağı) çok isabetli oldu. Büyük patlamalar oldu. Tüpler bir mermiyle patlıyor. Zaten iki–üç tanesi dışarıda mermilerle patlamış.  İşte en büyük tesellimiz o, vatandaşa bir şey olmaması. Allah korusun.  Yaklaşık 15 yerde kazı var. Ben görüntülere baktım da Allah korumuş. Tüp dediğin tekmeyle bile hızlı vurduğun zaman patlayan şey. Çoluk çocuk ne olacak. Kırsalda 4 tane can kaybı var. Olay bu boyutta iki gündür devam ediyor. Elektrik, bombalarla patlatılıp kesildi. Halk da sokağa çıkma yasağına uydu. Çünkü halk da görüyor. Adamın canı söz konusu. Vali beyin yasak ilanı da şu şekilde: Bombalar bitirilene kadar. Bombalar bitti, yasak kalktı. Yoksa Allah korusun meydanda patlayan iki tanesinin görüntülerine baktım ben. Yani orada dükkânların camlarından tutun da her şeyine kadar hepsi gitti. Bizim için önemli olan insan. Merkeze biz insanı almışız. İnsanı yaşatmazsan devlet yaşamaz” sözleri ile açıklamada bulunduğu belirtti. Varto Belediyesi Eş Başkanı Sabite Ekinci´nin ise kendilerine: “Arkadaşlar 48 saat içinde kısaca neler yaşadığımızı paylaşalım birinci elden. İki gün önce akşama doğru 08.00 civarında patlama sesleri geldi. Akşam boyu çatışma seslerini duyduk. Sabah erkenden emniyet müdürlüğünce arandık, 09.00 gibi bizi aradılar, sokağa çıkma yasağı var dediler. Tabii o süre içinde aldığım duyumlar hiç iç açıcı değildi. Birçok noktada yolların kapatıldığı, hendeklerin kazıldığı yönünde. Hendekler açılırken su patlamış ve kesilmişti. Kaymakam beyi aratıp arkadaşlarımızın su kesintisini gidermeleri için yetkililerle irtibata geçtik ama izin verilmedi. Dışarı çıkamadık, telefonlarımız da çoğu zaman kapalıydı. Bu şekilde dün geceye kadar devam etti. Gece 10´dan sonra da ufak tefek çatışmalar vardı, ama öyle çok yoğun değildi.  Sabahleyin görevimizin başına geldik arkadaşlarımızla birlikte. Bize iki yaralı olduğu aktarılmıştı önce. Sabah iki arkadaşımla birlikte bir yerde bir panzer ve asker yoğunluğu gördük. Uzaktan baktık, pek anlamlandıramadık. Sanki ilk etapta bir yorgunluk var ve dinleniyorlar gibi sandık. Sonra siyah poşetler ve ellerinde eldiven görünce sonra biz başka bir yönden tekrar o alana geldik. Biz geldiğimizde onlar ayrılmışlardı. Biz onlar eğer orada dinlenmiyorlarsa, mutlaka orada bir şey var diye düşündük. Orada iki ayrı noktada kümelenmiş kan ve parçalanmış bedenler, beyin parçacıkları, vücudun başka parçaları, kol saati, kemerler gördük. Onları görünceye kadar hiçbir kayıp olmadığını düşünüyorduk. Bu yönde hiçbir bilgi gelmedi bize, ne emniyetten ne de konuştuğumuz diğer yetkililerden. Ve biz orayı görmesek büyük ihtimalle bizden habersiz orayı kaldıracaklardı, bizi bilgilendirmeyeceklerdi. Belki de olayın Varto´da olduğuna dair bir emareyi bile biz fark edemeyecektik. Çünkü hava çok sıcak ve hemen kuruyup gidecekti o izler. Olay böyle arkadaşlar. Şimdilik bize verilen bilgi 4 kayıp şeklinde. Kaymakamın ayaküstü bizi bilgilendirmesi bu şekilde. Başka kayıplar olduğuna dair duyumlar da alıyoruz. Biri yaralı olarak gözaltına alınmış, şu anda emniyette. Durum bu arkadaşlar” ifadelerini kullandığını açıkladı.

 

“EVİ YAKILAN ŞAHISLA GÖRÜŞTÜK”

 

Taş açıklamasının devamında, vatandaşlar ile yaptıkları görüşmeleri de dile getirdi. Evi yakılan bir şahıs ile görüştüklerini ifade eden Taş: “Evi yakılan şahısla görüştük. Olay esnasında evde eşi ve iki çocukla birlikte 4 kişi olduklarını belirtti ve olayı özetle şu şekilde aktardı; “Gece vakti saat 02.00 gibi, ben gece namazı kılmak için ayaktaydım. Bir anda bir takım sesler duydum. Bir de evin çatısında bir yangın fark ettim. Çatıya çıkıp baktım, evimin yandığını gördüm. Allah´a şükür hemen hanıma haber verdim ve kendimizi dışarı atabildik. Dışarı çıktığımda evin yanında beyaz polis panzeri gördüm. Su, itfaiye vs olmadığı için söndüremedik. “Peki dede, kim yaptı, evinini kim yaktı?”sorusuna şöyle cevap verdi: “Oğlum, ben yalan söylemem. Gözümle tam olarak görmedim. Ama dışarı çıktığımda polis panzerlerini gördüm, bu evde de saklanan veya çatışan kimse yoktu. Polis yapmış olabilir, ama kesin olarak gözümle görmedim” sözlerini kullandı.

 

“SAVAŞIN SON BULMASINI İSTİYORUZ”

 

İlimizin yeni bir Altınova-Vartinis vakasının kıyısından döndüğünü vurgulayan Taş: “Bu olaylarda heyet olarak özellikle Muş Valisi Vedat Büyükersoy ile görüştüğümüz saatten sonraki saatlerde bir evin komple yakılması çok üzücü olmakla birlikte aynı zamanda düşündürücü olmuştur. İlimiz yeni bir Altınova-Vartinis vakasının (1993 yılında İlimizde 9 kişinin devlet tarafından evlerinde diri diri yakıldığı olay) kıyısından dönmüştür. Ancak ilçede yaşananlar bununla sınırlı değildir. Bütün bunlardan daha önemlisi olayın sabahında İlçenin çıkışında Çemi Sus bölgesinde parçalara ayrılmış cesetlerden dolayı olayların ne kadar vahim olduğu daha net bir şekilde anlaşılmıştır. Ne yazık ki öldürülen kişilerin kim olduğu, nasıl öldürüldüğü ve kaç kişi olduğu konusunda devlet yetkilerince net bilgi verilmemiştir. Ayrıca ceset parçalarının taşlara ve ağaçlara yapışmış olması olayın bir çatışma sonucu mu geliştiği, yoksa infaz mı olduğu konusunda derin şüphelere yol açmaktadır. Bu konunun uzman heyetlerce araştırılması ve özellikle kadın cesedine ahlaksızca muamelede bulunan faillerinin de bulunarak cezalandırılması gerekmektedir. Savaşa karşı olan sivil toplum gönüllüleri olarak savaşın son bulmasını istiyoruz. Yine buna bağlı olarak hiçbir şekilde istemediğimiz bu çatışmalarda tarafların, sivil katliamlara neden olacak tutumlardan kaçınması gerekmektedir. Barıştan ve çözümden başka seçenek yoktur. Kırk yıldır devam eden güvenlikçi politikaların ve şiddetin çözüm olmayacağı daha önce yaşanan deneyimlerle sabittir. Durum böyleyken şiddette ısrar etmek doğru değildir. Barışta ısrar etmek gerekmektedir. Tüm bu olaylar bizlere gösteriyor ki ülke ve bölge, her geçen gün 90´lı yılların da ötesine geçecek bir iç savaşa doğru sürüklenmektedir. Yanı başımızdaki Suriye, Irak, Libya vb ülkelerde yaşanan, sonu gelmeyecek iç çatışmaların bir parçası olmamak için bir an önce müzakereler yeniden daha kararlı bir şekilde kaldığı yerden devam ettirilmelidir” diye konuştu. Yapılan basın açıklamasının ardından, geniş güvenlik önlemlerinin alındığı alanda grup olaysız bir şekilde dağıldı.