Un değirmenlerinde iş yoğunluğu yaşanıyor. İlimizde başlatılan buğday hasatları tamamlandı. İlimizde çiftçilik yapan vatandaşlar, el emeği göz nuru olan buğdaylarının hasadını tamamladıktan sonra kışlık tandır ekmeği için gerekli olan ununu elde etmek için un değirmenlerine akın etti. Çiftçiler çuvallara doldurdukları buğdaylarını traktör veya kendilerine ait araç, at arabaları ile un değirmenine getiriyorlar. Buğdaylarını alıp un değirmenlerinin önüne gelen vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu. 2 ay boyunca geceli gündüzlü vatandaşlara hizmet imkanı sağlayan un değirmenleri ise, çalışmalarına hız kattı. Değirmenlere çiftçiler tarafından getirilen buğdaylar, değirmenlerde öğütülüp un haline getirildikten sonra tekrar traktör römorkları veya at arabalarına yüklenerek köylere ulaştırılıyor. İlimizde sadece iki un değirmeni olması nedeniyle işlerinin çok yoğun olduğunu dile getiren, Muş-Bitlis Karayolu Şeker Fabrikası yanında bulunan un değirmeninin sahibi Ercan Korkmaz, günde yaklaşık 400 teneke buğday öğüttüklerini vurguladı. Çalışmaların Ağustos ayı ile başladığını ve Ekim ayı ortalarına kadar devam ettiğini belirten Korkmaz, burada öğüttükleri buğdayın karşılığında para almadıklarını, her 10 teneke buğdaydan bir teneke kendilerini aldıklarını belirtti. Korkmaz: “Bizim köylülerimizin tamamı tandır ekmeği yapar. Normal fırın ekmeğini tercih etmeyen vatandaşlarımız, her yıl buğday hasatlarını tamamladıktan sonra buraya gelirler. Köylü vatandaşlarımızın buraya getirdikleri buğdaylar kepekli değirmende öğütülüp un haline getirilir. Değirmende 3 kardeş birlikte çalışmaktayız. Burada ortalama olarak 400 teneke buğdayı günlük olarak öğütüyoruz. Çalışmalarımız Ağustos ayı ile başlıyor, Ekim ayı ortalarına kadar devam ediyor. Burada öğüttüğümüz buğdayın karşılığında para almıyoruz. Her 10 teneke buğdaydan bir teneke alıyoruz. Bu aldığımız unu da kendi ihtiyacımıza göre kullanırız. Fazlasını ise piyasaya satıyoruz. Vatandaşlarımız da burada öğüttükleri buğdayı evlerinde ekmek yapımı için kullanırlar, diğer kısmını ise satarak para kazanırlar” dedi. İstanbul´un Sultanbeyli semtinde ikamet eden Durugöze Köylülerinden Fesih Aslan, ailesiyle birlikte geldiği un değirmenine 200 teneke buğday ve 25 teneke bulgur getirdiğini ifade etti. Aslan: “ İstanbul Sultanbeyli´de oturuyoruz. Oturduğumuz evimizde tandırımız mevcut. Tandır bir gelenektir. Tandır ekmeğinin tadına doyum olmaz. Tandır ekmeğinin tadını başka ekmekte bulmak imkânsızdır. Burada öğütme sonucu alacağımız buğdayı İstanbul´a götüreceğiz” diye konuştu.
“HEM DOĞAL HEM DE LEZZETLİDİR”
İlimiz merkezine 45 kilometre uzaklıkta bulunan Elçiler Köyü´nden gelip, elde ettiği buğdayını tekrar köyüne götüren Mehmet Akalın ise, köylerinin 45 kilometre uzaklıkta olduğunu belirterek, gidiş-geliş toplam 90 kilometre yol yaptıklarını açıkladı. Toplam 200 teneke olan buğdayı yaklaşık 20 dakikada öğüttükten sonra köye geri döneceklerini belirten Akalın, değirmen sahiplerinden de çok memnun olduğunu dile getirdi. Akalın: “Köyümüz il merkezine 45 kilometre uzaklıkta. Gidiş-geliş toplam 90 kilometre yol yapıyoruz. Buğdayımızı traktör römorkuna yükleyip getirdik. Toplam 200 teneke olan buğdayımızı yaklaşık 20 dakikada öğüttükten sonra köyümüze geri döneceğiz. Ben yıllardır bu değirmene geliyorum. Değirmen sahiplerinden çok memnunum. Çok güler yüzlüler ve sürekli olarak hizmet veriyorlar. Buradaki değirmende kepek ayrı un ayrı çıkıyor. Elde ettiğimiz kepeği hayvanlarımıza yem olarak veriyoruz. Unumuzu ise tandır ekmeği yapımında kullanıyoruz. 200 teneke un ile bir yıllık tandır ekmeği ihtiyacımızı karşılayabiliyoruz. Biz atadan kalma tandır ekmeği geleneğini devam ettirmekteyiz. Asla fırın ekmeği yemeyiz. Bizim ekmeğimiz hem doğal hem de lezzetlidir. Ayrıca köylerde hane nüfusları kalabalıktır. Fırın ekmeğinin maliyeti yüksek olur” sözlerini kullandı. Bozbulut Köyü´nden gelen Salih Erikli adlı vatandaş ise: “Değirmene yaklaşık 300 teneke buğdayımı öğütmek için getirdim. 5 kardeşim ve çocuklar ile birlikte 40 nüfusumuz var. 300 teneke buğdaydan elde ettiğimi un ile bir yıllık ekmek ihtiyacını ancak karşılıyoruz. her yıl, yılda bir defa buraya gelip buğdaylarımızı öğütlüyoruz” dedi.